Öfkelenmek yada Öfkelenmemek

Sükunet
Neredeyse her gün mücadele ettiğimiz, bu yüzden stres ve sinir yaptığımız bir şey var: sinir bozucu insanlar.

Bu insanları bilirsiniz: beklediğimiz kuyruklarda kaynak yaparlar, ofiste ya da bir restoranda/cafede kaba davranırlar, trafikte önünüzü keserler veya arkanızdan gaza basmanız için için sürekli korna çalarlar, insan içinde bağıra bağıra konuşurlar veya yüksek sesle müzik dinlerler.

Böylesine nezaketsiz, saldırgan insanlara izin vermeye devam ederseniz, rahatsız etmeye devam ederler ve her zaman öfke dolu kalırsınız. Bununla başa çıkmak için birkaç numara var. Basit birkaç tüyo ve bende işe yarıyor. Umarım size de yardımı dokunur.

1. Olaya geniş bir açıdan bakın: Oyuncak ya da dondurma isteyen ama elde edemeyen 2 yaşında bir çocuk olduğunuzu hayal edin. Bu problem sizin bütün dünyanız çünkü herhangi bir perspektifiniz yok ve sadece bu problem bile sizi çılgına çevirmeye yetiyor. Şimdi yetişkin biri olarak düşünün. Problem oldukça küçük ve 2 yaşında bir çocuğun mutlu olması için sürüyle başka şeyler de var. Bunu görebiliyorsunuz çünkü perspektifiniz büyüdü. Olaya geniş bir açıdan bakın derken de bunu kastediyorum. Biri sinir bozucu bir şey yaptığında perspektifimiz olabildiğince küçülüyor ve bu yapılan şey hayatımızdaki en büyük sorun haline geliyor. Bu da bizi sinir küpü yapıyor. Ama eğer olan bitene daha geniş bir çerçeveden bakarsak, aslında problemin ufak bir şey olduğunu ve sinirlenmeye değmeyecek önemsiz olduğunu görebiliriz.

2. Derede akıp gidin: Texas'ı aratmayacak kadar hareketli ve tehlikeli bir şehirde yaşıyorum. Gerçi Türkiye'nin neredeyse yüzde sekseni falan böyle. Özellikle trafikte diğer sürücüler kaba davrandığında sinirlenmemek elde değil. İşte bu gibi durumlarda sinirlendiğim zaman, arabamı bir sal yerine koyuyorum ve sanki o salla derede akıp gidiyormuşum gibi hayal ediyorum. Diğer arabalar ise derede etrafımda yüzen çerçöp veya yapraklar. Bana göre hayat işte tam da bu. Bu tarz insanlar etrafınızda yüzen küçük çerçöp ve yapraklardan ibaret. Umursamaya bile gerek yok.

3. Anlayışlı olun: Onlar belki anlayışsız ama bu sizin de anlayışsız davranmanızı gerektirmez. Biri kaba davrandığında "Bu ne cürret?" demeden önce o kişiyle empati kurmaya çalışın. Üzgün korkmuş olabilirler ve savunma mekanizmaları böyle çalıştığı için bu şekilde davranıyor olabilirler. Bu tarz insanların asıl sorununu bulduğunuz zaman onu kazanmış olursunuz ve o kişinin de perspektifini genişleterek yaptığı şeyin farkına varmasını sağlayabilirsiniz. Fakat bazı umutsuz vakalar vardır ki hiçbir şekilde değişmezler. Onları da dediğim gibi yine umursamaya bile gerek yok.

Öfke, önce size zarar verir. Sükunetinizi koruduğunuz zaman yaşamın daha kolay ve keyifli bir hale geldiğini fark edeceksiniz. Buda'nın da dediği gibi: "Öfke tutmak, birine atmak için elinde tuttuğun yanan bir kömür parçası tutmak gibidir. Asıl yanan siz olursunuz".

-Mert Tatlı