İklim Değişikliği ve Küresel Isınmanın Ciddiyeti

İçinde yaşadığımız bu gezegen halen tek evimiz ve kendi evimizi hunharca kullanıp küresel ısınma denen hastalığa mahkum ettik. Küresel ısınmanın sonucu olan iklim değişikliği, günden güne ciddiyetini arttıran, ileride insanoğlunun yüzleşeceği en acı sorunlardan biri. Artan nüfus, artan enerji kullanımı, doğal alanların yok edilmesi, gezegenin çöp kovası misali kullanılması gibi durumlar dünyanın dengesini hızla bozmakta ve anormal sonuçlara neden olmakta. Son yıllarda neredeyse her yıl "yüzyılın en sıcak yılı" haberlerini duymaya alıştık. Gezegenimiz her yıl daha da ısınıyor. NASA tarafından yayınlanan, 1880 yılından 2016 yılına kadar tutulmuş sıcaklık kayıtlarına bir bakalım:
Görüldüğü üzere her geçen yıl kendi sıcaklık rekorunu kıran bir gezegende yaşıyoruz. Bu hızla devam edildiğinde bundan 50-100 yıl sonrasında gelinecek nokta korkunç sonuçlar doğuracak. Şimdiden bile iklim değişikliğinin doğurduğu ciddi sonuçlar var. Daha önceki yazımda globalizasyonun etkisinden, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir sorunun herkesi bir şekilde etkilediğinden bahsetmiştim. Dünyanın en büyük buğday üreticisi Çin'de 2010 yılında yaşanan kuraklık nedeniyle dünyanın en büyük buğday ithalatçısı olan Mısır'da büyük sıkıntılar yaşandı ve gıdalara büyük oranda zam geldi. Tabi ki bundan siyasi gelişmeler de nasibini aldı ve 2011 yılında Arap Baharı patlak verdi. Kuraklık nedeniyle birçok ülkede tarım yapılamıyor ve tarım kuzeye doğru genişliyor. Bu, ileride Siberya, Antarktika gibi kutup bölgelerinde tarım yapabileceğimizi gösteriyor. Tabi küresel ısınmanın hızına bakacak olursak o da uzun sürmeyecek ve tamamen kurak bir gezegenle baş başa kalacağız. Diğer bir yandan, dünya geneli biyolojik çeşitlilik daha hızlı bir şekilde azalıyor. Bitki ve hayvan nesilleri normalin daha üstünde hızla yok oluyor. Bunların yanısıra, şu anda dünyada sular altında kalma tehlikesiyle yüz yüze birçok toprak var. Örneğin, Avustralya'nın kuzeydoğusunda yer alan 3 milyon nüfuslu Kiribati adası sular altına girmeye başladı ve önümüzdeki yıllarda yok olacak. Adada yaşayanlar çoktan Avustralya ve çevre ülkelere göç etmeye başladı bile. Bunun gibi 42 ada ve 10 ülke sular altında kalacak.
iklim değişikliği
Stephen Hawking'in de dediği gibi, bu hızla gidildiği takdirde önümüzdeki 100 yıl içinde gezegenimiz yaşanılmaz bir hale gelecek. Bunun tek çözümü ise insanoğlunun bu krizi kontrol altına alması. İklim değişikliği özellikle son yıllarda BM, UNEP, UNESCO, FAO gibi uluslararası ve WWF, Greenpeace gibi hükumet dışı örgütlerin gündemine oturmuş durumda ve bazı uluslararası sözleşmeler ve protokoller imzalanmış durumda fakat bunlara uyulduğu konusunda şüpheliyim. Daha da kötüsü, insanların halen bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyacının olması. Ben ne yapabilirim diyenler için, günlük hayatta alınabilecek küçük önlemler de mevcut. Gereksiz su kullanımından kaçınılabilir, ayrıca suyu ısıtmak için harcanan enerjiyi azaltabilirsiniz. Yine elektronik cihazların gereksiz kullanımından kaçınarak enerji tüketimini azaltabilirsiniz. Ayrıca, ambalajları fazla olan ürünleri almayarak çöpü azaltabilirsiniz. Ağaç dikme ve küçük çapta bilinçlendirme çalışmalarına katılabilirsiniz. Halen izlemediyseniz, yakın zamanda paylaştığım Yuva adlı belgeseli izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Daha sağlıklı bir dünya dileğiyle. 

Yazan: Mert Tatlı

Kaynaklar: -https://svs.gsfc.nasa.gov/4546
-https://www.cfr.org/energy-and-environment/climate-change